Uru
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
uru
1. Çukur. ~ kazmak: çukur kazmak, gardoş ~: patates çukuru, aşlık uru: tahıl depolanan çukur, iynek ~ğa tüşgendi: inek çukura düşmüş; 2. Çalma, hırsızlık, soygun. ~ tüzelgen adam: çalmaya alışık adam, ol ~ğa cürümese tınçaymaydı: o soyguna gitmezse rahat etmiyor, ~su-börüsü bolmağan adam (d): çalması çırpması olmayan adam.