özen
Turkish to Pure Turkish Dictionary (Kuleli, 2013)
özen
[Köken: Uydurukça] Dırışma
Pure Turkish to Turkish (Kuleli)
özen
1. Cevher, Öz
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
özen
Türkiye Türkçesi: özen
Azerbaycan Türkçesi: e'tina
Başkurt Türkçesi: tırışlık
Kazak Türkçesi: zer zeyin ıjdahat
Kırgız Türkçesi: tıkandık
Özbek Türkçesi: tirişiş säy-häräkät
Tatar Türkçesi: tırışlık
Türkmen Türkçesi: ünslülik dıkgatlılık
Uygur Türkçesi: tirişçanlik ictihat
Rusça: staraniye dobrosovestnost' akkuratnost'
Explanatory Turkmen Dictionary (Kyýasowa, 2016)
özen
[özön], at. 1. Agajyň içki gaty bölegi. Miweli baglaryň özeni. 2. Dömüp çykýan ýaralaryň jerheti, içinden çykýan ganly iriň. 3. göç.m. Bir zadyň düýp manysy, esasy bölegi, merkezi.
Uyghur—Turkish Dictionary (Kurban, 2016)
özen
Irmak, çay, kanal. Özen beshi – Irmağın başı.
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
özen
vadi, boğaz. Tav ~le: dağ vadileri, Teberdi ~: Teberdi vadisi, Karaçay ~le: Karaçay Vadileri, teren ~: derin vadi, ~tin: vadi üzerinden, ~ bavur: vadinin kalbi, vadinin canı, vadinin can alıcı yeri, üç ~de aytılıb turğan adam: üç vadide tanınan adam (Karaçay'da, Yukarı Kuban, Duvut ve Teberdi ırmaklarının aktığı vadilere üç özen adı verilir. Kadim Karaçay'da buraları yoğun yerleşim mıntıkaları olmuşlardır.), üç ~ni halkı cıyıldı: üç vadinin halkı toplandı, ~ suvdan kol suv başha: ana sudan yan su başkadır (ana vadide akan su başka, yan vadilerden akıp ana suya katılan sular başka anlamına bir deyim).