kaymak
Turkish to Pure Turkish Dictionary (Kuleli, 2013)
kaymak
[Köken: Türkçe] (süt ürünü) Kaymak
[Köken: Yerel] Taymak
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
kaymak
ф. шуу, таю; ayağı kaydı аягы тайды
kaymak II. и. төрле мәгъ. каймак ◊ toplumun kaymak tabakası җәмгыятьнең каймагы
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
kaymak
Türkiye Türkçesi: kaymak
Azerbaycan Türkçesi: sürüşmäk
Başkurt Türkçesi: şvıv tayıv şılıv
Kazak Türkçesi: tayıp ketüv sırğanavjıljuv
Kırgız Türkçesi: tayğalanū kayū
Özbek Türkçesi: tàymàk sirpânmàk
Tatar Türkçesi: şuu tayu şuıp baru
Türkmen Türkçesi: tãymak sürüşmek
Uygur Türkçesi: teyilmak
Rusça: skol'zit'
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
kaymak
Türkiye Türkçesi: kaymak
Azerbaycan Türkçesi: gaymag
Başkurt Türkçesi: kaymak
Kazak Türkçesi: kaymak
Kırgız Türkçesi: kaymak
Özbek Türkçesi: kaymàk
Tatar Türkçesi: kaymak
Türkmen Türkçesi: gaymak
Uygur Türkçesi: kaymak
Rusça: slivki
Kyrgyz—Turkish Dictionary
kaymak
kaymak; çıyılgan kaymak: kaynamış sütten toplanılan kaymak.
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
kaymak
1. Dikmek, iğneyle dikmek, makinayla üzerinden geçmek; 2. İhata etmek, çevrelemek; süzülmek. Çık da toyda bir kay: çık da düğünde bir süzülerek oyna, akğan suv elni kayıp sarkadı: akarsu köyü çevreleyerk akıyor.
bk. Sütbaşı.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
kaymak
meyletmek, kaymak; caymak; acımak, kayırmak, tınmak, iltifat etmek·I, 403; II, 45;III, 182, 245, 246 bkz> kayışmak, kışmak