love
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
love /lˈaɪfbəʊt/
1. sevgi, muhabbet, aşk
2. sevgili, yâr, dost
3. b.h. aşk tanrısı, Küpid
4. (psik.) eros
5. (tenis) sıfır, hiç sayı kazanmamış olma. love affair aşk macerası. love apple (eski) domates. love beads hippilerin taktıkları renkli boncuklar. love charm aşk husule getiren büyü. love child aşk mahsulü, gayri meşru çocuk. love feast dostluk bağlarını kutlayan ve kuvvetlendiren ziyafet. love grass çayırgüzeli, (bot.) Eragrostis major. love knot muhabbet alameti olarak hususi bir şekilde bağlanan fiyonga. love letter aşk mektubu. love match yalnız aşk üzerine kurulan izdivaç. love potion aşk iksiri. love seat iki kişilik sedir. love story aşk hikâyesi. a labor of love hatır için yapılan iş. fall in love abayı yakmak, aşık olmak. for the love of aşkına, hatırı için. give my love to sevgilerimi söyle. make love sevişmek. not for love or money ne hatır için ne para için, hiç bir surette. There is no love lost between them. Birbirlerini hiç sevmezler. Birbirlerinden nefret ederler.
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
love /lˈaɪfɡɪvɪŋ/
1. sevmek, aşık olmak.
İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)
love
aşk
sevgi
sevi
sevgili
(İİ.) canım
(tenis) sıfır
sevmek
ile sevişmek