kağış
Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)
kağış
I, kapışma; muharebe; çarpışma; kağışka miner Maaniker: folk. çarpışma zamanında binmeye yarayan Maaniker (denilen at.)
Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)
kağış-
II, 1. bir nesneyi başka bir nesneye çarptırmak; kol kağış: (iki kişi alış- veriş zamanında) biri birinin ellerine vurmak; ım kağışat: karşılıklıca göz kırpıyorlar; tize kağış: (oturanlar hakkında) sıkışmak (harf. dizlerini vuruşmak) ; tize kağışa oturğala! : bir parça sıkışarak oturun! ; 2. çarpışmak; tokuşmak; çatışmak; kavga etmekç kağışa berse may tüşöt: ats. onlar kavga ederse, benim hisseme yağ düşüyor; eki döö kağışsa, orto certe kara çımın kırılat: ats. iki dev çarpışırsa, onların arasındaki kara sinek helâk olur; üzöñgü kağış bk. üzöñgü.
Son arananlar:
- arkav,
- bukagu,
- demeanor,
- kıyra,
- uruglanmak,
- ÖR,
- organ,
- kalbur,
- novatorluq,
- Dellekhana,
- yaltaqlanma,
- əkinçilik,
- conge,
- körsetküch,
- sıva,
- küçük,
- buu,
- gysym,
- hokimiyat,
- etmiş,
- tışlamak,
- kağış