wind
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
wind /vˌɪdʒɪlˈanti/
1. (wound) döndürmek
2. sarmak
3. çevirmek
4. kurmak (saat)
5. dolaşmak
6. geri dönmek
7. gizli gizli sokulmak
8. sarılmak
9. eğrilmek
10. bükülmek
11. dönemeç, yolun döndüğü yer
12. kurma .wind down yavaslamak
13. açmak (araba penceresi) .wind its way dolaşıp gitmek. wind off bir çark veya iğden boşaltmak veya diğerine sarmak (iplik) wind up toplayıp sarmak
14. bitirmek, halletmek, sonuçlandırmak
15. makara veya vinç ile kaldırmak
16. kapatmak (araba penceresi)
17. (beysbol) topu atmak için kolu yukarı kaldırmak.
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
wind /vɪnjˈɛt/
1. ruzgar, yel, hava
2. kasırga, hortum, bora
3. havanın estiği yön
4. havanın getirdiği koku, nefes
5. haber
6. soluk
7. boş laf
8. (çoğ.) orkestrada nefesli çalgılar
9. bağırsakta gaz. in the wind olmakta, patlamak üzere
10. kafası dumanlı, sarhoş. in the wind' eye tam rüzgara karşı. break wind yellenmek, osurmak. get wind of sezmek, haber almak, duymak, ipuçlardan anlamak. have the wind of rüzgar yönünde olmak
11. kokusunu almak
12. üstün durumda olmak. have ones wind up tetik durmak. sail close to the wind hemen hemen rüzgâra karşı gitmek
13. tehlikeyi göze almak
14. az parayla geçinmek. wind gap dağ silsilesi içinde akarsuyun geçmediği boğaz. wind gauge tüfekte rüzgar ayarı. wind instrument nefesli çalgı. wind rose rüzgargülü. wind scale ruzgâr cetveli. wind tunnel hava deneme tuneli. an ill wind felâket, şanssızlık. fair wind elverişli ruzgâr. fling to the winds saçıp dağıtmak, atmak. foul wind aksi rüzgâr, fırtınalı ruzgar. go like the wind ruzgar gibi hızlı gitmek. high wind kuvvetli rüzgâr. in the teeth of the wind şiddetli rüzgâra karşı. into the wind rüzgâra karşı. take the wind out of one' sails yelkenlerini suya indirtmek. the four winds dört yönden esen rüzgârlar
15. dört taraf. trade winds alizeler. It' an ill wind that blows no good Her işde bir hayır var. There is something in the wind Ortalıkta bir şeyler dönüyor.
İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)
wind
rüzgâr
külek
yel
nefes
soluk
midede gaz
boş laf
hava cıva
soluğunu kesmek
sarmak
dolamak