going
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
going /dʒˈɔːdʒən/
1. gidiş, ayrılış
2. yolların durumu
3. mevcut olan
4. hareket eden
5. işleyen
6. gelecek zamanı belirten yardımcı fiil: (I.) am going to do this. Bunu yapacağım. goings on (k.dili) olup bitenler, hal ve hareket (çoğ.)u zaman fena anlamda) a going concern başarılı iş veya şirket. It' going on four o'clock Saat dörde geliyor. There is nothing going on. Hiç bir şey olduğu yok. set the clock going saati kurmak .
İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)
going
gidiş
ayrılış
yol yağdayı
gidiş hızı
şu anki
mevcut
yaşayan
işleyen
çalışan