turklehceleri.org

full

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

full /fˈɔːtjuːˌɪtɪzəm/

1. (çuhayı) dibek içinde kül ve sabunla dövüp yıkamak, çırpmak
2. bol bırakarak dikmek veya dikilmek (elbise)

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

full /fˈɔːtɹəs/

1. dolu
2. meşgul
3. boş olmayan, tutulmuş
4. tok
5. tam, tüm
6. azami derecede
7. met
8. dolgun, büyük, şişman, iri
9. tamam, bütün
10. dolun (ay)
11. kalın, pes (ses)
12. bol, geniş. full back (futbol) bek oyuncu. fullblooded saf kan. fullblown tamamen açmış
13. tam gelişmiş. fullbodied kuwetli ve memnun edici derecede (içki) full brother öz erkek kardeş. full dress resmi elbise, frak. fullface cepheden alınmış fotoğraf
14. (matb.) kalın harf. fullfashioned kesiksiz örülmüş. fullfledged tüyleri büyümüş, tam olgunlaşmış
15. harekete geçmiş
16. tam yetkili. full gainer havada ters perende atarak suya dalma. full house (tiyatro) her yerin dolu olması
17. pokerde ful. fulllength tam boy (portre) full membership tam üyelik asli üyelik. full moon dolunay. full nelson (güreşte) künde. full pay tam ücret veya maaş. full professor profesör. fullrigged üç direkli tam armalı (gemi) fullscale orijinal ebatta (suret, resim)
18. bütün güçle yapılan (hücum, teşebbüs) full score (müz.) her aletin çalacağı veya sesin okuyacağı notayı ayrı ayrı gösteren kitap. full speed tam sürat. full steam ahead son süratle ileri. full stop nokta
19. tam vuruş. full to overflowing, full to the brim ağzına kadar dolu, dopdolu. full up dopdolu. at full gallop dörtnala (at) chock full agzına kadar dolu. in full tam, etraflı. full blast in full swing bütün kuvvetiyle (çalışmak) in full view herkesin önünde, aleni olarak, görünürde. fully tamamen
20. tamamıyle, tastamam, tam.

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

full /fɔːtjˈuːɪtəs/

1. bir şeyin dolusu, bir şeyin olgunluk mertebesi. to the full son haddine kadar, tamamıyle.

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

full /fɔːtˈuːnə/

1. tam, tamamen
2. fazlasıyle, pek çok
3. doğru. fullgrown kemale ermiş, tam gelişmiş. full many a flower bir dolu çiçek.

İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)

full

dolu
dolu
kalabalık
doymuş
tok
(giysi) gevşek
bol
en çok
en yüksek
en fazla
maksimum
(of ile) yalnızca -i düşünen
-den başka şey düşünmeyen
-le dopdolu
yuvarlak
toparlak
dopdolu
taşkın
coşkun
anodik


Son arananlar: