baka
Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)
baka
I, kurbağa; köl baka : su kurbağası ; taş baka kaplumbağa ; baka baş : karaluş çeşitlerinden biri ; baka calbırak bk. calbırak ; bakanın özü çöldö bolso da, közü köldö ats. : kurbağanın kendisi çölde olsa gözleri göldedir; sekirgen bakaga cetpey kaldı : onun kanatları kırpılmıştır; eski kuvvetini kaybetti ( harfiyen : o, zıplayan kurbağaya yetişmek iktidarında değildir).
II,üzerinde değirmen üst taşının döndüğü kazık.
III, baka-şaka : takırtı; gümbürtü; karmakarışıklık; karışıklıkla beraber gürültü, patırtı.
Türkmencenin Açıklamalı Sözlüğü (Kyýasowa, 2016)
baka
[ba:ka:] I, at, k.d.. 1. Hemişelik, mydamalyk. 2. Sopuçylykda: geçilmeli tarykatyň iň soňky makamy (duralgasy). Baka ýokdur söhbetine, sazyna. Dünýe bahasyzdyr, aýan görüner (Magtymguly).
BAKA [baka:] II, Ýöneliş düşümde gelip, tarap, ugur görkezýän söz.
Uygurca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Kurban, 2016)
baka
f. bk. bikar.
Dîvânü Lugâti’t-Türk Dizini (TDK)
baka
kurbağa, I, 73; III, 226 § müriğüz baka; kaplumbağa· III, 226