turklehceleri.org

break

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

break /bɹˈɑːmɪn/

1. kırık, çatlak, aralık, açıklık, fasıla
2. atılma
3. kaçış
4. ani kesiş, ani düşüş
5. az bir miktar, parça, kısım
6. (k.dili.) fırsat, şans
7. (k.dili.) gaf, pot
8. (elek.) devrenin bozulması, devrenin kapanması
9. cazda solo bölüm
10. borsada ani fiyat düşüşü
11. (matb.) paragraflar arasındaki fasıla
12. (matb.), (çoğ.) bir metinden bazı kısımların atlandığını gösteren noktalar(...) a bad break fena bir pot, şanssızlık. the break of day günün ağarması.

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

break /bɹˈɑːmən/

1. kırmak, parçalamak
2. ihlâl etmek, riayet etmemek, uymamak (kanuna)
3. bir yerini kırmak, yaralamak
4. bozmak, araya girmek
5. sona erdirmek, bitirmek
6. nüfuz etmek, içine girmek
7. iflâs ettirmek
8. bozdurmak (para)
9. kaçmak, firar etmek
10. (elek.) devreyi bozmak, devreyi kapatmak
11. parçalanmak, kırılmak
12. kopmak (fırtına): kesilmek
13. birdenbire yön değştirmek
14. fırlamak
15. ilgisi kesilmek
16. sudan fırlamak (balık)
17. top atmak, iflâs etmek. break bread yemek yemek
18. yiyeceği birlikte paylaşmak. break down işlemez hale gelmek
19. ruhen yıkılmak
20. kendinden geçmek
21. itiraf etmek
22. teslim olmak
23. yıkmak
24. tahlil etmek, kısımlara ayırmak
25. kısımlara ayrılmak. break a fall düşüşü hafifletmek. break ground inşaatın ilk kazısını yapmak
26. başlangıç yapmak. break a habit kötü alışkanlıktan kurtulmak. break in zorla girmek
27. lafa karışmak
28. alıştırmak. break into tecavüz etmek, zorla girmek. breaka journey seyahate aravermek. break the law suç işlemek, kanuna karşı gelmek. break the news haber getirmek
29. alıştıra alıştıra haber vermek. breakoff kırılıp ayrılmak
30. birdenbire durmak
31. ilişiğini kesmek. break open kırmak, zorla açmak. break out zuhur etmek, patlak vermek
32. (tıb.) dökmek (sivilce, kızamık v.b.)
33. (hapishane v.b.'(den.) firar etmek. break out in song birdenbire şarkı söylemeye başlamak. break a promise sözünden vaz geçmek. break a record rekor kırmak. break a strike grevi dağıtmak. break up dağılmak
34. dağıtmak
35. bozuşmak
36. (argo) kendini tutamayıp gülmek. break a will (huk.) vasiyetnameyi bozmak. break wind yellenmek, osurmak. break with ilgisini kesmek.

İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)

break

kırılmak
sınmak
parçalanmak
kopmak
kırmak
sındırmak
parçalamak
koparmak
bozmak
bozulmak
yarmak
açmak
çatlatmak
uymamak
tutmamak
çiğnemek
kontrol etmek
dizginlemek
daha iyi yapmak
mahvetmek
yıkmak
bitmek
sona ermek
çözmek
kırma
kırılma
açıklık
kırık
ara
mola
teneffüs
dinlenme
ani değişim
değişiklik
tan
şafak vakti
şans
fırsat


Son arananlar: