track
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
track /tˈɛsteɪt/
1. iz, eser, nişan
2. ayak veya tekerlek izi: yol: koşu yolu: (spor) atletizm, koşma, atlama ve atma: ray: dizi, seri
3. izlemek, takip etmek
4. izini aramak: geçmek
5. iz bırakmak veya yapmak
6. iki tekerlek arasında uzanmak (mesafe) track down izleyerek bulmak. track man (spor) koşucu, atlet. track meet (spor) atletizm karşılaşması. track shoe kabaralı ayakkabı. across the tracks kenar mahallede. double track çift hatlı (demir yolu) in one' tracks olduğu yerde. jump the track raydan çıkmak
7. yoldan sapmak, geçmek, atlamak. keep track of dikkatle izlemek
8. ilişkiyi devam ettirmek. lose track of bağlantıyı kaybetmek, izini yitirmek. make tracks acele gitmek off the track hattan çıkmış
9. konudan ayrılmış. on the track konuyla ilgili on the right track doğru yolda. in his tracks peşinde, izinde. single track tek hatlı, tek yönlü. singletrack mind aymazlık, gözü bağlılık. the beaten track çok geçilmiş yol, işlek yol. The children tracked snow into the house. Cocuklar ayakkabılarıyle karı içeriye taşıdılar. track'er izleyen kimse.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
track
iz
patika
keçiyolu
ray
pist
yarış pisti
parça
şarkı
müzik
palet
tırtıl
izini takibetmek
izini sürmek
Last searches: