butak
Kyrgyz—Turkish Dictionary
butak
dal, budak; mazardın butagı bele! : sanki bir kutsî şeydir! (harfiyen : bir mezar dalı değil ya.) 2. dallanma.
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
butak
budak, dal. Terekni ~ları: ağacın dalları, bizni tukumnu bir ~ıdı: bizim sülalenin bir dalıdır, alma terekni kuruğan butakların kesigiz: elma ağacının kuru budaklarını kesiniz. Bir terekde oneki ~/Har ~da otuz capırak(bilm.): Bir ağçta oniki budak/Her ~ta otuz yaprak-yıl, 12 ay, yılın günleri.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
butak
budak, dal· I, 44, 159, 168, 277, 377; II, 264 bkz> but ık