practice
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
practice /plˈeɪəbəl/
1. (İng.) practise tatbikat, uygulama
2. pratik
3. egzersiz, idman
4. alışkanlık, itiyat, adet
5. (huk.) dava açma usulü
6. sanat icrası
7. iş, müşteri çokluğu
8. (çoğ.) desise, hile, oyun. Practice makes perfect. Eg- zersiz veya idman yaparak ilerleme kaydedilir. Meşk kemale erdirir. Doctor Brown has a large practice. Doktor Brown'ın çok hastası var. in practice uygulamada, icraatta, tatbik mevkiinde. make a practice of doing something bir şeyi adet edinmek. out of practice melekesi körlenmiş, çoktan bırakmış. put into practice tatbik mevkiine koymak, uygulamasını yapmak. sharp practices hileli işler, dalavere. target practice atış talimi. the regular practice adet, itiyat.
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
practice /plˈeɪbak/
1. (İng.) practise fiilen icra etmek, yapmak
2. çalışmak
3. uygulamak, tatbik etmek
4. bir meslekte çalışmak
5. pratik yapmak, egzersiz yapmak, talim etmek
6. kendini alıştırmak. Practice what you preach. Davranışlarınız sözlerinize uysun. Verdiğiniz telkini kendiniz tutun. practiced tecrübeli
7. alışık, talimli
8. idmanla elde edilmiş.
In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)
practice
pratik
idman
alıştırma
antreman
uygulama
eylem
alışkanlık
doktorluk/avukatlık
bkz.practise