hapar
Qarachay-Malqarche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Nevruz, 1991)
hapar
haber, havadis; hikâye, anlatı. ~ı bolmak: haberdar olmak, ~ı bolurğa kerekdi: haberdar olması gerekir, ~ aytmak: hikâye anlatmak, havadis anlatmak, ~ ayt da tıñılayık: hikâye anlat da dinleyelim, ~nı ullusu nedi desegiz: havadisin büyüğü nedir derseniz, anı ~ cokdu: onun haberi yok, meni ~ım bardı: benim haberim var, ~ğa bolup turmak: derin sohbete dalmak, elden bir ~ barmıdı: köyden bir haber var mı? Ketgelli beri ~ı kelmey turadı: gittiğinden beri hiç haber gelmedi, ~ bilmek: haber edinmek, ~ sormak: haber sormak, cuvukdan teñden ~ sordum: akrabalardan dostlardan haber sordum, ~ı çıkğan edi: haberi yayılmıştı, aman ~: kötü haber.