great
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
great /ɡlˈɪsəɹˌɒl/
1. büyük, kocaman, iri, cüsseli, azametli
2. çok, sayıca çok, külliyetli
3. uzun, sürekli
4. fazla
5. önemli
6. yüksek, meşhur
7. asil
8. mahir, usta
9. fevkalade
10. (k.dili.) mükemmel
11. (k.dili.) çok iyi, yolunda. great with (eski.) hamile. be great on (k.dili.) doğru malumatı olmak
12. meraklı olmak. the great büyükler. greats (k.dili.) gözde kimseler. Great Bear Büyük Ayı. Great Britain Büyük Britanya. great circle (coğr.) büyük daire. a great deal çok, pek çok. the Great Divide bir kıtayı bölen su hattı
13. büyük kriz
14. öIüm ile hayatm arasındaki hat. great friends iyi dostlar. great horned owl büyük bir baykuş, (zool.) Bubo virginianus. Great Lakes (A.B.D.) ile Kanada arasındaki göller topluluğu. great organ (müz.) büyük bir orgun en büyük ve pes sesli borular takımı. Great Plains (A.B.D.) ve Kanadanın Kayalık Dağları doğusundaki platoluk bölge. Great Scott! Allah Allah! great seal hükümetin, resmi mührü. great tit büyük baştankara, (zool.) Parus major. great toe ayak baş parmağı. a great walk er yürüyüş meraklısı. Great Wall of China Çin Seddi. great white heron büyük balıkçıl, (zool.) Ardea occidentalis
15. Egretta alba
16. Casmerodius albus. It would be great if ...olsa çok iyi olur. Iive to a great old age çok yaşlanmak. greatly çokça greatness büyüklük.
In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)
great
büyük
önemli
yetenekli
büyük
kocaman
koca
harika
nefis
çok iyi
müthiş