Koltuk
Türkiye Türkchisi – Tiniq Türkche Lughiti (Kuleli, 2013)
koltuk
[Köken: Anlam kayması] (oturmak için) Orunduk
Türkiye Türkchisi – Tatarche Lughet (Ganiyev, 1998)
koltuk
и. 1) култык; koltuk altında култык астында; 2) кәнәфи
ercilasun1991
koltuk
Türkiye Türkçesi: koltuk
Azerbaycan Türkçesi: goltug
Başkurt Türkçesi: kultık
Kazak Türkçesi: koltık
Kırgız Türkçesi: koltuk
Özbek Türkçesi: koltuk
Tatar Türkçesi: kultık
Türkmen Türkçesi: goltuk
Uygur Türkçesi: koltuk
Rusça: podmışka
ercilasun1991
koltuk
Türkiye Türkçesi: koltuk
Azerbaycan Türkçesi: kreslo goltuglu kürsü
Başkurt Türkçesi: kreslo
Kazak Türkçesi: kalkandı şıntaktı orındık kreslo
Kırgız Türkçesi: orunduk kreslo
Özbek Türkçesi: kreslà
Tatar Türkçesi: kreslo
Türkmen Türkçesi: kreslo
Uygur Türkçesi: kursi
Rusça: kreslo
Qirghizche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Yudahin)
koltuk
kolun üst kısmiyle böğür a- rasmdaki mahal, koltuk, koltuk altı; kitepti koltukka kısıp aldı: kitabı koltuk altma sıkıştırdı; koltuğu soğot: nobzı tepiyor, o daha diridir; takır koltuk: koltukaltı çukuru (burasına süngü saplamak ölümü mucip oluyormuş); takır koltuk, öpkö dep, Konokbay kılıç saldı deyt folk.: burası koltukaltı ve akciğer diyerek Konokbay kılıç çaldı diyor; koyun koltuk (bazarı da koyon koltuk): çaprazlama kucaklaşma (bu durumda kucaklaşanlar bir kollarını omuza ve öteki kollarını ise, koltukaltına atarlar); koyun-koltuk alıp karmaş- (karşılaştıkta) çaprazlama kucaklaşmak; koyun-koltuk alıp küröş-: ellerile haçvarî tutuşarak güreşmek; koyun-koltuk alışkan, taanış: can-ciğer ahbap; koyun-koltuk alışıp, alım-berim kılışıp folk.: can- ciğer ahbap olarak ve alış-veriş yapa- rak; bir koltuk otun: bir koltuğa sıkıştırılan odun; koltukka suu burk-: kışkırtmak, tahrik etmek; koltuğuna suu bürküp cüröt: «koltuğuna su püskürüyor» (kışkırtıyor, tahrik ediyor).
Qarachay-Malqarche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Nevruz, 1991)
koltuk
koltuk, kıvrım, dolanbaç. Kitabın ~una kısıp baradı: kitabını koltuk altına yerleştirip gidiyor, suvnu ~u: suyun kıvrımı, ~ tayak: koltuk değneği.