ırıs
Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)
ırıs
talih; kısmet; ırısı bar= ırıstuu; ırısı kardına çıkkan al. «talihi karnına çıkmış» : onun bütün düşündüğü karnıdır (karnından başka bir şeyi yoktur, ve onu başka hiçbir şey alâkadar etmez) ;ırısı külküsünö çıkkan. gülmekten başka bir işi yoktur: ırıs kesti: talihine mani olan; ırıs keser kapır: meşum kâfir; karısı bardıñ ırısı bar ats. evinde ihtiyarı (yaşlı adamı) bulunanın talihi vardır; ırısı taykı bk. taykı; kaysı ırısıña catasıñ? : hangi talihine güvenerek yatıyorsun (hibir iş yapmıyorsun) ?.
Karaçay-Malkarca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Nevruz, 1991)
ırıs
(batıl inarç ifadesi) uğursuz, kötüye yorma, uğursuzluk belirtisi, yapılması iyi karşılanmayan şey. Colovçunu allına koyan çığan ~dı: yolcunun önüne tavşan çıkması uğursuzluktur, colovçunu allına tülkü çıksa ~ tüldü, aşhılıkdı: yolcunun önüne tilki çıkması uğursuzluk değildir, iyiliktir, ~ etmek: uğursuzluk saymak, kötülük gelmesinden çekinmek, ölgeni bolğan üyden çığıp avruğanı bolğan üyge kirirge ~ eteme: ölü evinden çıkıp hastası olan eve gitmeyi uğursuluk sayıyorum, tişiruvnu erini atın aythanı ~dı: kadının kocasını ismiyle anması uğursuzluk getirir, Bayrımkün eski cuvğan ırıstı: Cuma günü çamaşır yıkamak uğursuzluk getireceği için yasaktır.