Üy
Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)
üy
I, oba, keçi ev, ev; mesken; boz üy: oba; kara üy: fakir obası; ak üy: 1) beyaz oba : 2) zengin, muhteşem oba; üy tik-: oba kurmak; üy kötör-: muayyen bir maksatla oba kurmak (mes., şayanı hurmet misafirlerin gelmesi dolayısiyle); çalğız üy: 1) köyden ayrı bir kenarda duran oba: 2) köyden ayrı oturup bir adam; kızıl üy: kırmızı oba; çoñ üy: 1) büyük oba: 2) miras kalmış oba, baba obası; en küçük oğlun kaldığı oba; cer üy: toprak ev (kulübe); tam üy: bakçık ev, daimî ev (keçi evden farkı olarak); baldar üyü: çocuk evi, kireş; üygö kayt-: eve dönmek; üydögü: 1) evde bulunan şey; 2)mec. koca; üygö çık-: kocaya varmak; üy içi yahut üy-bülö: aile; üy- bülöçülük: ailecilik; üycay: ev-bark; üy cay şeriktiği: mesken ortaklığı; üy-cay soyuzu: mesken birliği.
II,küme halinde yığmak; caman buka öz başına çöp üyöt ats.: kötü boğa kendi başına ot yığar.
Karaçay-Malkarca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Nevruz, 1991)
üy
ev, hâne, oda, aile. Bu ~de kim caşaydı: bu evde kim yaşıyor, kel ~ge kireyik: gel eve girelim, kişi ~de caşaybız: başkasının evinde yaşıyoruz, töñertge ~: tomruk ev, kirpiç ~: kerpiç ev, ullu ~ü kayğısı da ullu (d): büyük evin derdi de büyük, ~ baş: evin başı, dam, ~ tübü: evin altı, taban, ~ cumuş: ev hizmeti, ~ orun: ev arsası, ev yapılacak yer, ~ hayvanla: evcil hayvanlar, ~nü bosağası: kapının eşiği, evin girişi, ~ tutabilgen: tutumlu, evi iyi idare eden, ~ iyesi: ev sahibi, aş~: aş evi, yemek hazırlanan oda, ocağın bulunduğu oda, otov~: gelin odası, zifaf odası, konak ~: misafir odası, otel, ~ çarık: terlik, ~ allı: evin önü, carlı ~: fakir aile, ~ camavla: ev eşyaları, ~ kerek: ev eşyası, çehiz, ~ tamada: hâne reisi, bir ~nü içiça caşamak: aynı evde gibi yaşamak, bir evin içindeki gibi yaşamak, ~bok: süprüntü, ~ bolmak: ev kurmak, yuva kurmak, başüy: üst kat, tüb~: alt kat, ~ge igilik: eve iyilik, evinize iyilik olsun (bir selamlaşme şekli), ~ge cuvuk bol: eve buyurun, ~üñe emina: evine veba hastalığı girsin (bir kargış ifadesi), ~ü kururuk: evi kuruyasıca, ~ salıv: ev inşa etme, ~de aman tışına barsa, tışında aman ~ge kelir (as.): evdeki kötü dışarıya gitse, dışarıdaki kötü eve gelir, ~ iyesi kobuzçu bolsa, üydegisi tepsevçü bolur (as.): aile reisi çalgıcı olursa, çocukları da oyuncu olur.
Dîvânü Lugâti’t-Türk Dizini (TDK)
üy
ev, I, 81 bkz> ef, ev, ew, öw, üw