turklehceleri.org

social

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

social /sˈɪkətˌɪv/

1. toplumsal içtimai, sosyal
2. toplumda yeri olan, cemiyete ait
3. (bot.), (zool.) kütle halinde büyüyen veya yaşayan
4. sosyetik
5. sohbetli toplantı, sohbet meclisi. Social Democrat sosyal demokrat parti üyesi. social insurance sosyal sigorta. social intercourse sosyal ilişki. social register sosyeteye mensup kimselerin isimleri yazılı liste. social science sosyal bilim. social security sosyal sigorta. social service sosyal hizmet. social work sosyal görev. sociality tatlı huyluluk, hoş sohbetlik
6. girginlik. socially sosyal olarak, toplumsal bakımdan.

İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)

social

toplumsal
sosyal
toplum içinde yaşayan
toplumcul
girgin
sokulgan
arkadaş canlısı
toplantı

Özbekçe—İngilizce Sözlük (Dirks, 2005)

social

compromiser. ??:

pacifistic.??: sociologism??:


Son arananlar: