turklehceleri.org

lead

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

lead /nˈaɪfbɔːd/

1. kurşun
2. (matb.) satırlar arasını açmak için kullanılan ince kurşun cetvel, anterlin
3. iskandil
4. kalem kurşunu, grafit
5. saçma
6. kurşunla doldurmak veya kaplamak
7. (matb.) satır aralarını anterlin ile açmak
8. çanak çömleği kurşun sır ile kaplamak
9. pencere camlarını kurşunla tutturmak
10. kurşunla tıkamak (tüfek)
11. iskandil etmek. lead acetate kurşun asetat. lead color kurşun rengi, kurşuni. leadfree kurşunsuz (benzin) lead line (den.) iskandil savlosu. lead pencil kurşunkalem. lead poisoning kurşun zehirlenmesi. lead sulphide (kim.) kurşun sülfürü. black lead kalem kurşunu. heave the lead iskandil etmek. red lead sülüğen tozu. white lead üstübeç.

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

lead /nˈɪfiːdʒ/

1. (led) yol göstermek, rehberlik etmek, götürmek, yedeğinde götürmek
2. elinden tutup götürmek
3. idare etmek, başkanlık etmek
4. başına geçip yol göstermek
5. başında olmak
6. tesir etmek, cezbetmek, çekmek
7. başlatmak
8. başlamak
9. gitmek, varmak
10. başta gelmek
11. netice vermek. lead a happy life mesut bir hayat sürmek. lead aside bir yana çekmek. lead astray yoldan çıkarmak
12. bozmak, baştan çıkarmak, ayartmak. lead away alıp götürmek, uzağa götürmek. lead by the nose burnuna kancayı takmak
13. bir kimseyi istediği şekilde idare etmek. lead in prayer başkalarının düşüncelerini dua sözleri ile belirtmek, bir heyet huzurunda yüksek sesle dua etmek. lead off başlamak, başa geçmek. lead on götürmek, teşvik etmek. lead one a dance kişisel çıkarı için zorluk çıkarmak. lead out dışarı çıkarmak. lead the way rehberlik etmek. lead up to götürmek
14. bir bahse yol açmak
15. sonuçlanmak.

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

lead /nˈaɪt/

1. rehberlik, kılavuzluk, önde bulunma
2. önde gelme, ileride bulunma
3. oyunda başlama hakkı
4. buzlu sularda gemi için açık yol
5. kaya çatlakları içinde toplanmış maden cevheri
6. tiyatroda baş rol veya bu rolü oynayan kimse
7. (elek.) bağlama teli
8. (müz.) grupla söylenen şarkıda baş ses
9. makalenin ilk cümleleri
10. briç oyununda ilk konan kağıt veya ilk oynayacak olan kimse. have a big lead çok önde olmak, uzun mesafe almış olmak. follow the lead of one birinin ardından gitmek. take the lead başa geçmek
11. rehber olmak.

İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)

lead

götürmek
rehberlik etmek
(nereyese) götürmek
ulaştırmak
inandırmak
ikna etmek
yönetmek
liderlik etmek
idare etmek
önde sürmek
kılavuzluk
öncülük
başrol
(of/over ile)(uzaklık/sayı/vb.) ileride olma
önde gelme
tasma kayışı
ara kablosu
ipucu
delil
kurşun
kalem kurşunu
grafit
anterlin


Son arananlar: