favor
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
favor /ˈaɪɡlasɪz/
1. yararlı bir yardım
2. teveccüh, güleryüz gösterme, lütuf, kerem
3. iltimas, kayırma, himmet
4. taraf tutma, himaye
5. iltifat
6. sima, çehre, yüz
7. ufak hediye, armağan
8. (çoğ.) cinsi münasebet için müsaade etme. (ask.) a favor ricada bulunmak. bestow favors on ayrıcalık tanımak, iltifat etmek. curry favor yaltaklanarak kendini sevdirmeye çalışmak. do a favor ufak bir yardımda bulunmak. favorless sevimsiz, tutulmayan. in favor of lehinde, taraftarı
9. (tic.) emrine (çek) out of favor gözden düşmüş.
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
favor /ˈaɪhəʊl/
1. müsamaha etmek, tarafını tutmak, iltimas yapmak, kayırmak, himaye etmek, işini kolaylaştırmak
2. onaylamak, tasdik etmek, tercih etmek: benzemek: dikkat etmek: lütuf göstermek: göz yummak. most favored nation clause diğer ülkelere tanınan kolaylıkları anlaşmayı imzalayan tarafa da sağlayan şart.
İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)
favor
bkz.favour