kılık
Türkiye Türkçesi – Arı Duru Türkçe Sözlüğü (Kuleli, 2013)
kılık
[Köken: Anlam kayması] Dış görünüş
Türkiye Türkçesi – Tatarca Sözlük (Ganiyev, 1998)
kılık
и. кыяфәт, килбәт; kılığını değiştirmek кыяфәтен үзгәртү
Arı Duru Türkçe – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Kuleli)
kılık
1. Cilve, İşve
2. Davranış
3. Eda
Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü (Ercilasun, 1991)
kılık
Türkiye Türkçesi: kılık
Azerbaycan Türkçesi: ⱨãrici görünüş
Başkurt Türkçesi: ḳiyäfät tışkı küriniş
Kazak Türkçesi: pişin kelbet sırtkı türi
Kırgız Türkçesi: keyip sırtkı körünüş
Özbek Türkçesi: kıyàfä taşkı köriniş
Tatar Türkçesi: kıyäfat tışkı küriniş
Türkmen Türkçesi: ãdamıŋ daşkı gömüşi
Uygur Türkçesi: kılık taşkı körünüş
Rusça: vneşniy vid vneşnost' oblik
Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)
kılık
1. iş, hareket, fiil; 2. tabiat, hulk; kılığı caman: ahlâkı fena: tabiatı kötü; kılğı cakşı: ahlâk, gidişatç
Karaçay-Malkarca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Nevruz, 1991)
kılık
kılık, vasıf, karakter, yaradılış, tabiat, huy, özellik. Aman ~: kötü huy, ariv ~ı bolğan adam: iyi karakteri olan adam, canuvar ~: vahşi tabiat, ariv ~ğa üretiv: güzel huya öğretme, sabiy ~: çocuksu özellik, ~ etmek: huysuzlanmak, huysuzluk etmek, anı allay ~ı cokdu: onun öyle bir vasfı yoktur, tülkü ~: tilkilik, kurnazlık, Soslannı ~ı alaydı: Soslanın yaradılışı öyledir.
Dîvânü Lugâti’t-Türk Dizini (TDK)
kılık
huy, gldi;· I, 383; II, 230 bkz> kılk