far
Türkiye Türkçesi – Tatarca Sözlük (Ganiyev, 1998)
far
I и. фара, автомашина һ. б. яктырткычы
farII и. күз кабакларына сөртү өчен бизәнү буявы
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
far /ɛkskwˈɪsɪt/
1. uzak
2. uzun, daha uzun olan
3. ilerlemiş. far and away pek çok. far and near, far and wide her yerde. far be it from me. Allah esirgesin. Bana göre değil. Ben yapmam. few and far between seyrek. (Far.) East Uzak Doğu. (Far.) from it. Ne münasebet. Bilâkis. Hâşa! fargone çok hasta, çok ilerlemiş, çok deli, çok sarhoş. far off çok uzak
4. dalgın. far West uzak Batı, özellikle (A.B.D)'nin batı eyaletleri. a far cry büyük fark. as faras he is concerned ona kalırsa, ona sorarsan. by far büyük bir farkla. go far ileri gitmek, çok dayanmak, tesirli olmak. He will go far. Başaracak. how far nereye kadar. So far so good. Her şey yolunda.
İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)
far
uzakta
uzağa
çok
pek çok
bir hayli
uzak
alıs
öte
daha uzaktaki
ötedeki
öbür
Son arananlar:
- buldurbuldur,
- Tedavi,
- kishan,
- hepbik,
- ooze,
- birterimli,
- metagalaxy,
- Bunca,
- intellectual,
- ertdeli,
- belgitemek,
- büngüldemek,
- yezek,
- hadım,
- nol,
- yastıq,
- kislota,
- tekýe,
- maket,
- veli,
- musluk,
- far