extreme
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
extreme /ɛksˈɛl/
1. son derece
2. müfrit, aşırı
3. en uçta veya kenarda olan
4. son
5. sınır, bitiş noktası veya çizgisi, kenar, uç
6. (mat.) denklem ve seride başlangıç veya bitiş noktası. extreme case olağan üstü bir örnek. go to extremes ifrata kaçmak, aşırı gitmek. extremely ziyadesiyle, aşırı derecede. extremeness ifrat, aşırılık.
İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)
extreme
en uçtaki
had safhadaki
son
sınır
aşırı
çok büyük
son derece
çok
(düşünce/vb.) aşırı
müfrit
en uzak çekit
sınır
uç
son derece
son had