white
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
white /vˈɜːtɪkəlnəs/
1. ak renk
2. beyazlık, aklık
3. (biyol.) ak
4. okçulukta hedefin dış halkası
5. beyaz derili adam
6. (çoğ.) beyaz giysi
7. (çoğ.) en iyi kalite un.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
white /vˈɜːtɪsˌɪl/
1. beyaz, ak
2. renksiz, sararmış, soluk, solgun
3. lepiska, san
4. gümüşten yapılmış boş, yazısız, saf, lekesiz: beyazlar giymiş
5. öfkeden bembeyaz kesilmiş
6. akkor
7. beyazlatmak, ağartmak
8. badana sürmek. white out (matb.) beyaz aralıklar bırakmak. white ant beyaz karınca, divik. white as a sheet bembeyaz. white bear kutup ayısı, (zool.) Thalarctus maritimus white birch huş ağacı, (bot.) Betula pendula. white book kitap halinde yayımlanmış resmi hükümet raporu, beyaz kitap white clover beyaz yonca, (bot.) Trifolium repens white dwarf (astr.) beyaz cuce yıldız white elephant beyaz Hindistan fili
9. fuzull eşya white feather korkaklık belirtisi white flag beyaz bayrak, teslim bayrağı white gas kurşunsuz saf benzin white gold beyaz altın white goods beyaz çamaşırlar white heat akkor
10. heyecanın en şiddetli anı the White House Beyaz Saray white lead üstübeç white lie zararsız yalan white light güneş ışığl gibi beyaz ışık white magic iyilik düşüncesiyle yapılan büyü white man beyaz adam white man burden güya beyaz ırka duşen dünyayl uygarlaşnrma gorevi white meat beyaz et white metal bir çeşit katışık beyaz maden, yatak madeni, beyaz metal white noise belirli frekansları kapsayan gurültulu ses white oak saplı meşe white paper hü kümetin tutumunu belirten resml broşür white pepper tohumlarının dış zarı çıka rılmış tane biber white potato patates white race beyaz ırk white rat (labo ratuvarda kullanılan) beyaz fare White Russia Beyaz Rusya white sale tenzi Iâtlı çamaşır satışı white sauce ahça un ile süt ve yağdan yapılan beyaz sos white slave traffic beyaz kadm ticareti white slavery zorla yapılan orospuluk white supremacy beyaz ırkm ustünlüğü öğretisi white tie beyaz papyon kravat
11. frak veya resml elbise white water (A.B.D.), (Kan.) akarsuda ivi nti yeri bleed white kanım sömürmek
12. bütün parasını almak white ness beyazlık
13. saflık, temizlik whit ish akça, akçıl, beyazca
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
white
beyaz
soluk benizli
solgun
beyaz ırktan olan
sütlü kavhe
yumurta akı
göz akı
gözün beyaz kısmı