tunçukmak
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
tunçukmak
1.Bunalmak, nefesi kesilmek, boğulmak. Oyulğannı tübünde kalıp tunçukğandı: yıkımın altında kalarak nefesi kesilmiş, tunçuğup ölgendi:nefesi kesilerek ölmüş, havasız cerde tunçukdum: havasız yerde bunaldım; 2. Kâfi hava alamamaktan dolayı çürümeye başlamak, bozulmaya yüz tutmak, kokuşmaya başlamak. Et tunçukğandı: et bozulmaya yüz tutmuş, cañı soyulğan terini çırmap salsañ tunçuğur da kalır: yeni yüzülmüş deriyi dolayıp bir yere koyarsan kokuşmaya başlar, cibivnü köp bolğanından hansla tunçuğup baradıla: ıslaklığın fazlalığından otlar çürümeye başladılar.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
tunçukmak
kaygıdan soluyamaz olmak; hayvan kış için inlne girip bahara dek ç ıkamamak.II, 227, 228