slow
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
slow /ʃˈɛtlənd ˈaɪləndz/
1. yavaş, ağır, bati
2. ağır yürür, yavaş gider
3. geri kalmış
4. güç anlayan
5. can sıkıcı, bıktırıcı
6. hızlı koşmaya elverişli olmayan (koşu yolu)
7. yavaş yavaş, ağır ağır
8. (sık sık) "up" veya "down" ile) hızını eksiltmek, yavaşlatmak
9. ağırlaşmak, yavaşlamak, gecikmek. slow match ağır yanar fitil. slow motion yavaşlatılmış hareket. slow oven ağır ateşi yanan fırın. slowly yavaş yavaş, ağır ağır. slowness yavaşlık.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
slow
yavaş
asta
ağır
(sögen) geri
güç anlayan
kalın kafalı
yavaş
(up/down ile) yavaşlamak
yavaşlatmak