cılamak
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
cılamak
ağlamak, gözyaşı dökmek, yığlamak. Cıları keledi: ağlayası geliyor, cıları tığılmak: gözyaşı boğazına tıkanmak, cılarğa koy: bırak ağlasın, ağlamaya bırak, zukkuçuk etib ~: içini çekerek ağlamak, hıçkırarak ağlamak, kıçırıb ~: hıçkırıp ağlamak, cılab eki közünü birin aladı: ağlıyarak iki gözünün birini alıyor (çıkarıyor), cılab koymak: ağlayıvermek, cılab turmak: ağlayıp durmak, cılay-cılay köz cavun tavusmak: ağlaya ağlaya gözyaşlarını tüketmek, sarın salıb ~: yas tutup ağlamak, anam sen cılama, sürt cılamuklarıñı, din kazavatha barama, izleme kabırımı: anam sen ağlama, sil gözyaşlarını, din gazasına gidiyorum, arama mezarımı (savaş türküsü), cılay-cılay: ağlaya ağlaya, kel Karaçaç Kara Taşha barayık, cılay-cılay kara taşnı carayık: gel Karasaç Kara Taş’a gidelim, ağlaya ağlaya kara taşı yaralım (Goşayah Biyçe Türküsü’nden), cılar ornuna küledi: ağlayacağı yerde gülüyor, cılamağan sabiyge anası emçek salmaz: ağlamayan çocuğa anası meme vermez (a.s.), cılar sabiy anasını boğağı bıla oynar: ağlayacak çocuk anasının boğazı ile oynar (a.s.).
Last searches:
- təklif,
- arap,
- Apan,
- samyrdamak,
- kirgen,
- ŞİŞE,
- Tırsmak,
- boğulmaq,
- ölmezýitmez,
- namely,
- Mutluluk,
- ösübermek,
- vault,
- yarlaqamoq,
- mesai,
- köt,
- böke,
- california,
- pata,
- Tüş,
- unfamiliar,
- cılamak