Sıltav
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
sıltav
bahane, özür, sebep, vesile. Amalsız sıltav: geçersiz özür, çaresiz bahane, baş ~uñ nedi: esas bahanen nedir, ~ izlemek: bahane aramak, ~un açık etmek: özürün beyan etmek, işlemezge ~ taphandı: çalışmamak için bahane bulmuş, ne ~ bıla kelmediñ: hangi sebeple gelmedin, anı ~u bardı: onun özürü var, osurak kötge arpa ~ (d): osurgan göte arpa (ekmeği) bahane, bu ~ bıla: bu vesile ile.