train
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
train /tˈɛtɹastˌɪtʃ/
1. tren, katar
2. saf
3. refakatçiler, maiyet
4. yerde sürünen uzun etek
5. silsile, takım, sıra, düzenli durum
6. sıra halinde barut
7. hayvanı tuzağa çekmek için sıralanmış yem
8. alıştırmak, öğretmek, talim ettirmek
9. ehlileştirmek
10. dalları kazık veya duvara bağlayıp istenilen biçime getirmek (ağaç veya fidan)
11. nişan almak (top)
12. talim etmek
13. idare etmek
14. pehriz ile yarışa hazırlanmak
15. talim görmek. train dispatcher tren hareket memuru. train down zayıflama rejimi yap (mak.) train oil balinadan alınan yağ. train shed vagonların muhafaza edildiği depo. train up yetiştirmek, terbiye etmek. trained eye alışkın göz. trained nurse diplomalı hastabakıcı, hemşire. half trained yarı eğitilmiş. over trained luzumundan fazla ve zararlı olacak derecede eğitilmiş. train'able talim olunabilir, eğitilebilir, alıştırılabilir, terbiyesi mümkün.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
train
tren
kafile
kervan
sürü
elbise kuyruğu
olaylar/düşünceler zinciri
yetiştirmek
eğitmek
yetişmek
eğitim görmek
(on/upon ile) -e nişan almak
-e yükseltmek
üstüne tutmak
çevirmek