square
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
square /səkɹˈatɪk/
1. kare, dördül: gönye, T cetveli, iletki
2. şehir içindeki meydan veya küçük park
3. etrafı dört sokakla sınırlanmış arsa, ada
4. iki sokak arasında mesafe
5. (dama tahtasında) hane
6. (mat.) bir sayının ikinci kuvveti
7. (argo) yeniliklerden habersiz ve bunlara uymayan kimse, burjuva. Back to square one. Bütün gayret boşa gitti. Yeniden başlanmalı. magic square bir kare içine yazılan ve boyuna, enine veya çaprazvari toplanınca hep aynı yekünü tutan sayılar. on the square dikey vaziyette
8. (k. dili) doğru, dürüst, itimat edilir. out of square düzensiz, nizamsız.
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
square /sˈɒkəl/
1. kare, dört köşeli, dik açılı
2. omuzları enli
3. doğru, âdil, insaflı
4. namuslu
5. tam, kesirsiz
6. açık
7. (argo) modadan habersiz, gençlik fikirlerine karşı koyan, eski kafalı
8. (k. dili) doğru, dosdoğru
9. tam yerinde, isabetli. square dance dört çiftin karşı karşıya yaptıkları bir çeşit oyun. square deal dürüst ve insaflı pazarlık veya muamele. square foot ayak kare, 0, 093 m2 square knot camadan bağı. square meal doyurucu yemek. square measure yüzey ölçü birimi. square meter metre kare. square mile mil kare, 2, 59 km2. square piano adi piyano, düz piyano. squarerigged
10. (den.) dört köşe seren yelkenleri olan, kaba. sorto square root (mat.) kare kök, cezir. square sail dört köşe seren yelkeni. square shooter (k. dili) dürüst insan. squaretoed küt burunlu (ayakkabı)
11. eski âdetlere veya modaya düşkün. get square with hakkından gelmek. squarely kare şeklinde
12. dürüstçe. squareness kare oluş. squarish karemsi.
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
square /ˈaɪkəl/
1. dört köşeli hale getirmek
2. doğrultmak, doğru tutmak (bilhassa omuzları)
3. uydurmak
4. uygun kılmak
5. ödeşmek, hesabını temizlemek
6. (mat.) ikinci kuvvete çıkarmak, karesini almak
7. (argo) rüşvet ile ağzını kapatmak. square away hazırlamak. square off muşta kavgası için vaziyet almak, boks için hazırlanmak. square the circle verilen daireye eşit kare çizmek
8. imkânsız görünen bir işe teşebbüs etmek. square up tamamlamak. square with uygun gelmek, mutabık düşmek.
In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)
square
dördül
kare
alan
meydan
gönye
kare
örümcek kafalı
çağının gerisinde kalmış
eski kafalı kişi
kesirsiz
tam
eşit
dürüst
doğru
insaflı
açık
kesin
eski kafalı
eşit
başabaş
dört köşe yapmak
karesini almak
doğrultmak
(hesabı) ödemek
temizlemek
görmek
halletmek
düzeltmek
yoluna koymak
ödeşmek
rüşvetle bir işi halletmek
-e uymak
bağdaşmak
dosdoğru
direkt