hum
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
hum /hˈɒbnɒb/
1. (ünlem), (-med, -ming) Ya, öyle mi? Acayip! Hım! (tereddüt belirten ünlem, "bir düşüneyim'' anlamındaki ses)
2. bu tür bir ünlem
3. tereddüt ve hoşnutsuzluk ünlemi çıkarmak. Bak. hem.
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
hum /hˈəʊbəʊ/
1. (-med, -ming) ağzını açmadan 'm' sesi çıkarmak
2. arı gibi vızıldamak
3. dudaklar kapalı olarak şarkı söylemek
4. mırıldanmak
5. (k.dili) faaliyette olmak
6. harıl harıl çalışmak, (fig.) kolları sıvamak
7. mırıltı ile söylemek (şarkı)
8. vızıltı, mırıltı
9. makina gürültüsü
10. kalabalığın uğultusu. The office was humming Büroda herkes arı gibi çalışıyordu.
In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)
hum
vızıldamak
(şarkı) mırıldanmak
canlanmak
hızlanmak
Türkmenche Izahliq Lughet (Kyýasowa, 2016)
hum
at. Toýundan bişirilip ýasalan, daşy syrçaly ýa-da syrçasyz ullakan küýze. Humlar jam boldular, jamlar hum boldy (Magtymguly). Men şu üzümlerimiň biriniň düýbünde bir hum dolytylla gömendirin (A. Gowşudow).
‣ Hum çäýnek çaý demlenýän uly çäýnek. Hum ýaly çişmekçakdanaşa gaharlanmak.