feel
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
feel /faksˈɪmɪlˌɪ/
1. (felt) dokunmak, el surmek
2. elleri ile yoklamak
3. hissetmek, duymak
4. anlamak, görünmek, hissini vermek, intiba uyandırmak. feel cold üşümek. feel for acımak. feel hot ateş basmak, ((colloq.) sıcaklamak. feel in one' bones içine doğmak. feel keenly kuvvetle hissetmek. feel like doing canı yapmak istemek. feel like oneself tam sıhhatte olmak, iyi olmak. feel one' oats canlı olmak, kibirli olmak, böbürlenmek. feel one' pulse nabzını saymak. feel one' way yavaş yavaş ve ihtiyatla ilerlemek. feel up to iktidarı olduğunu hissetmek yapacak halde olmak.
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
feel /fˈakt/
1. dokuma hissi, temas, dokunum
2. dokunarak yoklama
3. his, duygu. from the feel of it dokununca
4. havasından.
In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)
feel
duyumsamak
duymak
hissetmek
(dokunarak/elleyerek) hissetmek
el yordamıyla aramak
yoklamak
kanısında olmak
inanmak
sanmak
zannetmek
hissetmek
gibi görünmek
gibi gelmek
sezmek
hissetmek
duygu
duyumsama
hissetme
yoklama
arama