feed
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
feed /fəsˈɪlɪti/
1. (fed) yedirmek, beslemek, yiyeceğini vermek
2. malzemesini vermek, ihtiyacını temin etmek
3. desteklemek
4. gıdası olmak
5. otlamak
6. yemek yemek, gıda almak, beslenmek
7. (spor) pas vermek, geçirmek. feed on karnını doyurmak. feed up fazla yedirmek
8. semirtmek. fed up with (argo) bezmiş, gına getirmiş, bıkmış, usanmış. feeder yemek veren kimse, besleyici şey
9. yemek yiyen kimse veya hayvan
10. besleyen çay veya ırmak
11. ana demiryoluna bağlı hat
12. çevre yolu.
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
feed /fˈeɪsɪŋ/
1. yeme
2. yem, yemek
3. yiyecek, gıda
4. (mak.) besleme, işlenecek malzemeyi makinaya verme
5. bu malzemeyi makinaya veren cihaz
6. bu suretle verilen malzeme. feedback geri itilim. feedbag yem torbası. put on the feedbag (argo) yemek yemek. feed line besleyici boru. feed pump besleyici tulumba. feed trough lokomotifin su deposu. feed valve besleyici valf. feed water kazan suyu. off one's feed iştahsız. out to feed otlakta, merada.
In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)
feed
beslemek
yiyecek vermek
beslenmek
yemek
gereksinimlerini sağlamak
beslemek
yiyecek
besin
yem
ot
mama