cip
Qirghizche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Yudahin)
cip
iplik , kınnap , ip; kordon; çarık cip : makara ipliği; selde cip : yumak ipliği; ala cip atta- : alaca ip-lip üzerinden atlamak (şimdi unutulan eski bir âdetle ilgili olan bir tâbirdir); uşu küngö çeyin biröö-nün ala cibin attaganım cok ; «şimdiye kadar kimsenin alaca ipliği üzerinden atlamadım> ; kimse beni namussuzca hareket ettin diye tekdir edemez; kimseye bir kötülük yapmadım; ençi cip yahut ençilüü cip es. : hayattaki kısmet , insanın nasibi; cibin tartıp kör-ineç. : olta atmak , iskandil etmek.
Qarachay-Malqarche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Nevruz, 1991)
cip
İp, urgan, sicim. Mans ~: kayıştan yapılan urgan, kayış, antav ~: hamal ipi, sırtta ot taşımak için kullanılan ip, arka ~: arka kolon, atın arkasından geçirilen eyer kolonu, cav ~ge örlev: yağlı kayışa tırmanma (düğünlerde darağacı gibi yüksek bir ağaç çatı kurulur. Bunun en yukarısına yağlı bir kayış bağlanarak yere sarkıtılır. Ağaç çatının üzerine kempek börk(çeker börkü) adı verilen, şekerlerin dizildiği bir taç yerleştirilir.Gençler bu ipe tırmanarak yukarıya çıkmaya ve şeker börkünü almaya çalışırlar. Bunda ilk muvaffak olan müsabık büyük ödüle hak kazanır). Cañur ~ine deri ötdü: yağmur tenine kadar geçti (deyim), ~i bir kat cetmeyedi da, eki kat tarta edi: ipi tek kat iken yetmiyor, (o ise) iki kat yapıp çekmeye çalışıyor (deyim), ~ tartmak: ip çekmek.