Seyir
Türkiye Türkchisi – Tiniq Türkche Lughiti (Kuleli, 2013)
seyir
[Köken: Arapça] (bakma) Karayış
[Köken: Arapça] (gidiş) Varış, Yürüyüş
Türkiye Türkchisi – Tatarche Lughet (Ganiyev, 1998)
seyir
и. 1) агым, агыш, барыш, хәрәкәт; seyir halinde bir gemi хәрәкәттә булган көймә (судно); 2) тамаша; seyir yeri тамаша урыны; 3) күзәтү
ercilasun1991
seyir
Türkiye Türkçesi: seyir
Azerbaycan Türkçesi: sehr
Başkurt Türkçesi: küⱬätiv küⱬätip torov
Kazak Türkçesi: bakılav
Kırgız Türkçesi: baykō
Özbek Türkçesi: ḳaraş köriş tàmàşä
Tatar Türkçesi: küzätü küzätip toru
Türkmen Türkçesi: tomaşa etme
Uygur Türkçesi: karaş baykaş
Rusça: nablüdeniye
Uyghurche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Kurban, 2016)
seyir
a. Gezme, gezinti, seyir.
Qarachay-Malqarche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Nevruz, 1991)
seyir
ilginç, şaşılacak şey,hayret verici, hayret edilecek, olağanüstü, şahâne, görülecek şey; tuhaf, garip. Seyirden öleme: hayretten ölüyorum, anı ne ~i bardı : onun nesi ilginç, onun hayret edilecek nesi var, bek ~: çok ilginç, ~ tavla: şahâne dağlar, ~ adam: ilginç adam, ~ hapar: enteresan haber, ~ bolmak: hayrette kalmak, hayret etmek, şaşmak, ~anı kelgeni ~ tüldü: onun gelmesi şaşılacak şey değil, caşav kalay ~di: hayat ne kadar ilginç, ol bir ~ cırlaydı: o şahâne şarkı okuyor, sabiy atasına ~ uşaydı: çocuk babasına şaşılacak derecede benziyor, ~ etmek: şaşmak, hayret etmek, anı arivluğuna ~ eterse: onun güzelliğine şaşarsın; ~ adam: tuhaf adam, ~iş etgense: acayip iş yapmışsın, sen bek ~se: sen çok tuhafsın, ~ge karamak: tamaşa etmek, seyretmek, ilgiyle seyretmek. Bir kesekni seyirge kara: bir süre seyret.