Salık
Türkiye Türkchisi – Tiniq Türkche Lughiti (Kuleli, 2013)
salık
[Köken: Uydurukça] Yenilik, Geneş
Türkiye Türkchisi – Tatarche Lughet (Ganiyev, 1998)
salık
и. 1) хәбәр, яңалык; 2) киңәш, рекомендация
Qirghizche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Yudahin)
salık
I. 1. vergi, haraç; salık sal: vergi tahretmek; öz ara salık: kendi aralarında vergi tarhetme; 2. emanet, vedia; amanat salık: itenildiği zaman alınmak şartıyla bırakılan emanet; salık kâğazı: depozito kâğıdı , senedi; 3. kırgızların kendileriyle birlikte yaylağa almayıp, oradan dönünceye kadar bıraktıkları keçe ev, ve ev eşyasının bir kısmı; salık sal-: yaylaya giderken, bal ev eşyasına denk yaparak bağlamak ve kitleyip , kışlakta bırakmak; 4. tar. Yoğaşları ve şenlikleri tertip eylemek için manapır tarafından ahaliye tarhedilen olağanüstü vergiler.
II, sarkık, sallanan ; asılı duran; kardı salık: karnı sarkık, şişman karınlı; salık kursak: sarkık karınlı; kabağı salık: abûs somurtmuş; salık cüktü-: denki çok aşağı sarkıtarak yüklemek; kara salık: Triticum repans bitkisi.
Axir izdelgen sözler:
- Dərilmək,
- nare,
- sidmek,
- tepecik,
- Beşqəpiklik,
- izlik,
- kalfa,
- kaykıç,
- gevmek,
- xasm,
- kıtık,
- yiyələnmək,
- compromise,
- object,
- bulut,
- gereksinmek,
- deficiency,
- sucuk,
- erinchak,
- minnatli,
- yengəc,
- Salık