Kılıç
Türkiye Türkchisi – Tatarche Lughet (Ganiyev, 1998)
kılıç
и. кылыч ◊ kılıç yarası gider dil yarası gitmez кылыч ярасы тезелер, тел ярасы төзәлмәс
ercilasun1991
kılıç
Türkiye Türkçesi: kılıç
Azerbaycan Türkçesi: gılınc
Başkurt Türkçesi: kılıs
Kazak Türkçesi: kılış
Kırgız Türkçesi: kılıç
Özbek Türkçesi: kıliç
Tatar Türkçesi: kılıç
Türkmen Türkçesi: gılıç
Uygur Türkçesi: kılıç
Rusça: sabl'a
Qirghizche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Yudahin)
kılıç
kılıç; kılıçtım mizi: kılıcın yüzü; kılıçtın mizin calaşuu folk. karşılıklıca ant içme şekillerinden biridir (harf.: karşılıklıca kılıç yalama); coo ketken- den kiyin kılıçıñdı bokko çap: (ats.) savaştan sonra çapula (harf.: düşman uzaklaştıktan sonra kılıçınla tezeği kes!).
Qarachay-Malqarche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Nevruz, 1991)
kılıç
1. Kılıç, kılınç. ~ cara: kılıç yarası, citi ~: keskin kılıç, ~ cara bitelir, avuz cara bitelmez: kılıç yarası iyileşir, dil yarası iyileşmez (as), can~: ebem kuşağı, alaimisema, gökkuşağı, teyri ~: ebemkuşağı, gökkuşağı 2. Sürgü, sürme kilit. Eşikni artından ~ salırğa unutma: kapıyı arkadan sürgülemeyi unutma.
Türkiye Tillar Diwani (TDK)
kılıç
kılıç·I, 183, 321, 339, 359, 397, 417;II, 116, 129, 147, 197, 246, 281, 308. 344, 356; III, 70, 77, 135, 169. 268. 277, 296, 373, 437