Egg
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
egg /dwˈɪndəl/
1. yumurta, tohum
2. yumurta biçiminde herhangi bir şey
3. (mec.) tasarı, taslak
4. (A.B.D), (argo) herif
5. (argo) bomba, torpido. egg timer yumurtanın kaynama zamanını ölçmekte kullanılan saat gibi bir alet. egg white yumurta akı. a bad egg (argo) ciğeri beş para etmez adam. Easter egg Paskalya yumurtası. fried egg sahanda yumurta, yağda pişirilmiş yumurta. hardboiled egg lop yumurta, çok kaynamış yumurta. Iay an egg yumurtlamak
6. (argo) fiyasko vermek. put all one' eggs in one basket varını yoğunu tehlikeye atmak
7. bütün sermayesini bir işe yatırmak. scrambled eggs çırpılarak yağda pişirilen yumurta. sit on eggs kuluçkaya yatmak
8. endişeli olmak. soft boiled egg rafadan yumurta, az kaynamış yumurta. tread on eggs nazik bir durumda dikkatli olmak.
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
egg /dˈaɪad/
1. (gen.) on ile tahrik etmek, kışkırtmak, teşvik etmek.
In'gilische—Türkche Lughet (FreeDict, 2017)
egg /dˈaɪ/
1. pişirmeden önce üzerine çırpılmış yumurta sürmek
2. (A.B.D) (k.dili) birinin kafasına çürük yumurta atmak.
In'gilische—Türkche Lughet (Anonim)
egg
yumurta