Allı
Türkiye Türkchisi – Tatarche Lughet (Ganiyev, 1998)
allı
с. аллы, ал (төс) катыш
Azarbayjan Türkchisining Izahliq Lughiti (Orucovun, 2006)
allı
sif. köhn. Al rəngli paltar geymiş. Tərifli gözəllər gəlhagəl oldu; Yaşıllı, zərbaflı, allı Sənəm, gəl! Xəstə Qasım.
Qarachay-Malqarche – Türkiye Türkchisi Lughiti (Nevruz, 1991)
allı
önü, başlangıcı, cephesi, ön yüzü, ön tarafı, başı. Künnü ~: günün önü, günün başlangıç bölümü, üy ~: evin önü (bahçesi anlamına da gelir), eşik ~: eşik önü, evin bahçesi, ~ aylanñan: yüzü yönelen, bir şeyi yapmaya iştahlanan (mec.), kışnı ~ cumuşak bolsa, artı zıbır boladı: kışın başı yumuşak olursa, arkası sert olur (halk deyimi), bayramnı ~: arefe günü, bayramdan önceki gün, bayramın başlangıcı, ~ bıla: önü ile, üynü ~ bıla ozdula: evin önü sıra geçtiler, ~nda: başında, iptidasında, ön kısmında, başlangıç kısmında, kazavatnı ~nda: savaşın başında (iptidasında), ~ndan artına deri: başından sonuna kadar, amma ~ında gıkka oynar: nine önünde bebek oynar (bilmece/iğ), kıyını ~ndadı: zoru önündedir, bütev baylığım ~ğızdadı: bütün servetim (zenginliğim) önünüzdedir, ~ alğışlık, artı karğışlık: önü dualık, arkası beddualık (a.s.), ~ barnı artı bar: başı olanın sonu da vardır (a.s.), ~ alınırğa kerekdi: önü alınması lazım, ~ artına aylannık!: önü arkasına dönesice! (kızgınlık ifadesi, küfürle karışık), ~na tübegenñe aytadı: önüne gelene söylüyor, ~nda aytılğanıça: başlangıçta söylendiği gibi.