watch
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
watch /vˈiː vˈiː/
1. bakmak, dikkat etmek
2. beklemek, gözlemek
3. fırsat kollamak
4. tetikte olmak
5. gözkulak olmak
6. bekçilik etmek, nöbet beklemek, nöbetçi olmak
7. gözetmek
8. gözetlemek, seyretmek
9. sabahlamak. watch for beklemek, yolunu gözlemek. watch out dikkat etmek. watch over korumak, bakmak. Watch out! Watch it! Dikkat et! Watch your step! Bastığın yere (bak.) Önüne (bak.) Sakın ha! Dikkat et! Aman yavaş !
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
watch /vˈiːdʒˈeɪ dˈeɪ/
1. cep veya kol saatı
2. bekçilik, gözetleme
3. uyanıklık
4. nöbetçilik, nöbet tutma
5. nöbetçi, bekçi
6. devriye
7. nöbet yeri veya süresi
8. eskiden gecenin bir kısmı
9. (den.) nöbet, posta, vardiya
10. (den.) aynı vardiyada nöbet tutan tayfalar. watch band kol saatı kayışı. watch chain saat kösteği. watch fire bekçi veya nöbetçinin yaktığı ateş
11. işaret ateşi. watch glass kol saatı camı
12. laboratuvarda kullanılan saat camı biçimindeki cam kap. watch guard saat kösteği kaytanı. watch night yılbaşı gecesi yapılan dinsel tören. watch pocket saat cebi. be on the watch tetikte olmak, kulak kesilmek
13. nöbette olmak. first watch gecenin ilk nöbeti. larboard watch geminin iskele tarafına tayin olunan gece nöbetçisi grubu. officer of the watch nöbetçi subayı. set the watch saatı ayar etmek
14. bekçi koymak.
İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)
watch
seyretmek
izlemek
beklemek
kollamak
ile ilgilenmek
bakmak
dikkat etmek