swing
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
swing /stɹˈɪdɔː/
1. (swung) sallanmak, salıncakta sallanmak
2. eksen veya reze üzerinde dönmek
3. salınarak ilerlemek (asker yürüyüşü)
4. (k. dili) asılmak darağacına asılmak
5. (sık sık) "up" ile sallandırmak asmak: salıncakta sallamak
6. (k. dili) idare etmek, işletmek
7. becermek
8. (argo) eslerini paylaşmak (çiftler)
9. sallanış, sallandırma
10. rakkasın sallama mesafesi
11. şiirde hareket veya canlılık
12. hareket serbestisi
13. hareket sahası
14. devre
15. salıncak
16. salıncak gibi olan şey
17. vakitle dönen değişim
18. bir çeşit dans, sving. swing back eski yerine dönmek. swing bridge bir eksen üzerinde açılıp kapanabilen köprü. swing door, swinging door iki tarafa açılır kapanır kapı. swing music sving müziği. swing plow tekerleksiz saban. swing shift (A.B.D.) fabrikada gece vardiyası (saat 16'dan gece yarısına kadar) goes with a swing salınarak gider, tempoya uyarak yürür. He shall swing for it Bu işin sonunda darağacına gidecek . in full swing tam faaliyette, en canlı ve hareketli durumunda. The door swings to Kapı kendiliğinden kapanır. swingingly sallanarak.
İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)
swing
sallanmak
sallamak
aniden geriye dönmek
ani dönüş yapmak
salınarak yürümek
hoş bir ritmi olmak
hoş bir ritimle çalmak
sallanış
sallanma
sallandırma
salıncak
dikkat çeken değişiklik
göze batan değişiklik