rise
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
rise /ɹˌiːɪmbˈɜːs/
1. (rose, risen) çıkmak, yukarı çıkmak
2. yükselmek
3. kalkmak, ayağa kalkmak
4. meydana çıkmak, zuhur etmek
5. kabarmak, şişmek
6. toplantı bitince kalkmak
7. doğmak (güneş, ay)
8. çıkmak, gözükmek
9. başlamak, peyda olmak, hâsıl olmak
10. artmak, çoğalmak
11. ilerlemek, zenginleşmek
12. ayaklanmak, isyan etmek
13. açılmak, ferahlamak, iyileşmek
14. revaç bulmak
15. pahası artmak
16. dirilmek, ölüm yatağından kalkmak. rise to the occasion fırsattan istifade etmek.
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
rise /ɹˈeɪn/
1. doğuş, yükseliş
2. bayır, tümsek
3. artış
4. sesin tizleşrnesi
5. sesin yükselip artması
6. su yüzeyine çıkış (balık)
7. zuhur, meydana çıkış
8. (ing)(maaşta) (zam.) give rise to sebep olmak, davet etmek. on the rise artmakta, yükselmekte. get a rise out of one şaka ile birisinin zayıf noktasma temas ederek heyecanlandırmak.
İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)
rise
doğmak
yükselmek
çıkmak
yataktan kalkmak
kalkmak
(güneş/ay/vb.) doğuş
yükseliş
yükseliş
yükselme
bayır
tümsek
artış
artma
çoğalma
zam
çıkış
yükselme
terfi
kaynak
menba
Son arananlar:
- sadıç,
- assimilate,
- uslup,
- jannatmonand,
- atayurt,
- qaynsingil,
- Yazık,
- wore,
- tekşeriv,
- kogu,
- çakalay,
- singdirish,
- dəymədüşər,
- ikiqatlı,
- jumla,
- qəvvas,
- uzaklaşdyrmak,
- agh,
- kapitalizm,
- dəndüş,
- segremek,
- rise