turklehceleri.org

on

Türkiye Türkçesi – Tatarca Sözlük (Ganiyev, 1998)

on

сан.ун □ on binlik ун меңлек (ассигнация)

Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü (Ercilasun, 1991)

on

Türkiye Türkçesi: on
Azerbaycan Türkçesi: on
Başkurt Türkçesi: un
Kazak Türkçesi: on
Kırgız Türkçesi: on
Özbek Türkçesi: on
Tatar Türkçesi: un
Türkmen Türkçesi: on
Uygur Türkçesi: on
Rusça: des'at'

Azerbaycan Türkçesinin Açıklamalı Sözlüğü (Orucovun, 2006)

on

say.
1. Doqquzdan sonra gələn ədəd – 10.
2. On birdən on doqquza qədər mürəkkəb sayların birinci tərkib hissəsi. on-on zərf Hər dəfə on dənə, hər adama on dənə, yaxud hər dəstədə on nəfər. On-on sıraya düzülmək.

Pamukkale Azerbaycan Türkçesi - Türkiye Türkçesi (ADT versiyonu)

on

on

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

on /nˌɒnˈɛsʌtʃ/

1. üzerinde, üstünde, ileriye, ileride
2. bir düziye, aralıksız
3. vuku bulmakta
4. giyilmiş, çıkmamış
5. (İng.), (argo.) olması muhtemel
6. makbul
7. kriket oyununda vurucunun bulunduğu saha tarafı. off and on kesintili and so on filan, v. v.b. on and on ara vermeden, biteviye. be on to (k. dili) haberdar olmak, açıkgöz olmak. bow on (den.) pruvası yönünde. Come on. Haydi gel, etme canım. farher on ileride. go on devam etmek. Go on! Yürü bakalım! ileri! Saçma! later on daha sonra, biraz sonra. look on seyretmek. Night is coming on. Karanlık basıyor. put on a coat palto giymek. turn on the light ışığı açmak. walk on yürüyedurmak, ileri gitmek.

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

on /nˈʌnz/

1. (edat) üzerinde, üstünde üstüne
2. yanında
3. kenarında
4. tarafında, de
5. ile
6. esnasında, zarfında
7. hakkında
8. halinde. on the alert tetikte, uyanık. on the contrary aksine, bilakis. on the offensive hücum halinde. on the whole genellikle, her şeyi hesaba katarak. on the track of peşinde, izinde. on Thursday perşembe günü, Let' be on our way. Gidelim. The house is on fire. Ev tutuşmuş. Yangın var. The joke is on you. Bu taş size atıldı. The car stalled on me. Arabanın motoru durdu ve bana zorluk çıkardı.

İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)

on

aralıksız
durmadan
ileri
giymiş
üzerinde
aralıksız
durmadan
ileri
ileriye
giymiş
(edat) üstün(d)e
üzerin(d)e
yanında

Özbekçe—İngilizce Sözlük (Dirks, 2005)

on

1: (Persian) ~ hazrat(lar)i that royal personage, his highness or excellency.

2: (Arabic) moment.

Özbekçe—İngilizce Sözlük (Dirks, 2005)

o'n

ten.

Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)

on

on (sayı) ; on başı: on kişinin başında duran.

Türkmencenin Açıklamalı Sözlüğü (Kyýasowa, 2016)

on

[o:n], san. 10 belginiň ady we onuň aňladýan sany. Halysynyň kenary, on barmagnyň hünäri (Hüwdüden).
 ‣On iki synaň gowşamak tutuş bedeniňde gowşaklyk duýmak, lagşamak, ysgynsyzlanmak. Onuň on iki synasynyň bary birden gowşady, endamyny sowuk der gaplap aldy (B. Kerbabaýew).

Uygurca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Kurban, 2016)

on

On. On bir – On bir. On ikki – On iki. On üch – On üç. On töt – On dört. On besh – On beş.

Karaçay-Malkarca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Nevruz, 1991)

on

on (sayı). ~ bıla carım: onbuçuk, ~dan biri: onda bir, cıyırma bıla ~: yirmi ile on (otuz), ~dan artık: ondan fazla, ~la bıla: onlarca, ~ başlı üydegi: on başlı aile, ~ kat: on misli, ~ kere: on kere, ~ barmak: on parmak, ~bir: onbir, ~eki: oniki, ~üç: onüç, ~tört: ondört, ~beş: onbeş, ~altı: onaltı, ~ceti: onyedi, ~segiz: onsekiz, ~toğuz: ondokuz.

Dîvânü Lugâti’t-Türk Dizini (TDK)

on

sayıda 011. I, 49, 69, 219


Son arananlar: