turklehceleri.org

nerve

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

nerve /mˈaʊθfəl/

1. kuvvet ve cesaret vermek. nerve oneself metanetini takınmak, cesur olmak.

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

nerve /mˈaʊθpiːs/

1. sinir, asap
2. kuvvet
3. soğukkanlılık, metanet, cesaret
4. küstahlık, cüret
5. (gen.), (çoğ.) duyarlık, duysal dayanıklılık kaynağı
6. (gen.) (çoğ.) asabi buhran asap bozukluğu
7. (biyol.) kanat veya yaprak damarı. nerve agent (ask.) sinirleri altüst eden gaz. nerve center (anat.) işitme ve görme gibi belirli görevi olan sinir hücrelerinin toplandığı yer, sinir merkezi
8. yönetim ve haberleşme merkezi
9. komuta merkezi. nerve fiber sinir lifi. nerve gas sinir gazı. nerve impulse sinir akımı. nerve track özellikle beyinde ve belkemiğinde sinirlerin geçtiği yer. a fit of nerves sinir buhranı get on one' nerves birinin sinirine dokunmak, asabını bozmak. strain every nerve son derece gayret göstermek.

İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)

nerve

sinir
arsızlık
yüzsüzlük
küstahlık
cüret
sinirlere hakim olma
cesaret vermek


Son arananlar: