kuruk
Karaçay-Malkarca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Nevruz, 1991)
kuruk
sırık, düz ve uzun ağaç parçası. Cılkıçı ~: yılkı çobanının kullandığı uzun sopa, biçen ~: ot sırığı (uzunca bir sırığın bir ucu yere gömülür, ot desteleri bu sırığın sivri ucundan geçirilerek yerin üzerine yerleştirilir, bunun üzerine de diğer ot desteleri konularak rüzgârdan devrilmeyecek şekilde bir ot yığını elde edilmiş olur), ~ bıla sekiriv: sırıkla atlama.
Dîvânü Lugâti’t-Türk Dizini (TDK)
kuruk
kuru· I, 383 bkz> kur, kurug