turklehceleri.org

good

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

good /ɡˈɛtəwˌeɪ/

1. (better, best) (ünlem) iyi, âIâ, güzel, hoş
2. uygun, münasip, yerinde
3. faydalı
4. doğru
5. hayır sahibi, kerim, cömert
6. uslu, itaatli
7. dini bütün
8. şerefli
9. sağlam, mükemmel, dolgun
10. çok, büyük
11. hünerli
12. güvenilir
13. hayırlı
14. bozulmamış
15. sıhhatli
16. salâh, iyilik, doğruluk
17. iyi ve hayırlı şey
18. hayır
19. fayda
20. menfaat, yarar
21. the ile iyi insanlar
22. (ünlem), bazen very ile pekalâ. good and (k.dili.) tamamen, çok. good breeding terbiye. Good day Merhaba. Günaydın. Allaha ısmarladık. Güle Güle. Good evening iyi akşamlar. Akşam şerifler hayrolsun. Tünaydın. good fellow iyi adam, iyi çocuk, hoşsohbet kimse. good fellowship sohbet, arkadaşlık. good for -e yarar
23. muteber
24. dayanır. good for a lira bir lira değe- rinde. good for nothing hiç bir işe yaramaz. Good for you ! Aferin ! Good gracious ! Allah Allah ! Tuhaf şey !l Good heavens ! Aman yarabbi ! Allah Allah ! good humor hoş mizaç
25. şakacılık. good looking yakışıklı
26. cazip. Good morning Günaydın. Sabah şerifler hayrolsun. good natured iyi huylu, yumuşak huylu. Good night İyi geceler. Allah rahatlık versin. good offices yardım, vasıta olma, ara bul ma (özellikle diplomatik konularda) good old days geçmiş iyi günler. good sense makul düsünüş, aklıselim. good-tempered iyi huylu, yumuşak başlı. good works hayır işleri, hasenat, sevap. a good long time bir hayli uzun zaman. a sood turn iyilik etme. a good while bir hayli zaman. good and angry epey kızgın. as good as hemen hemen, neredeyse
27. gerçekten. as good as dead hemen hemen öImüş gibi . as good as gold gerçekten altın gibi . Be good enough to come .(ing.) Gelmek lütfunda bulunun. for good veya for good and all temelli olarak, daimi olarak. He will come to no good . 0 adam olmaz. hold good geçerli olmak
28. değerini korumak. How good of you ! (ing.) Bu ne lütuf ! Çok naziksiniz . (I.) have a good mind to... aklıma koydum, tasarladım, yapacağım. in good spirits neşeli, keyfi yerinde. make good başarmak, muvaffak olmak, adam olmak, sağlamlaştırmak
29. (zararını) ödemek. to the good kârdır . What's the good of it? Neye yarar?

İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)

good

iyi
yakşı
uygun
yerinde
iyi ahlaklı
namuslu
yardımsever
iyiliksever
sevecen
uslu
tam
komple
sağlam
güvenilir
yetenekli
becerikli
saygıdeğer
başarılı
iyi
iyilik
yarar
kazanç
çıkar
fayda
(the ile) iyi insanlar
iyiler


Son arananlar: