turklehceleri.org

cross

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

cross /kɹˈakəl/

1. çapraz işareti
2. haç, put, çarmıh, salip, istavroz
3. isa'nın öIümünün sembolü olarak kullanılan haç şekli
4. keder, gam, elem, cefa, dert, musibet
5. dörtyol ağzı
6. melez. bear one's cross eziyete sabırla tahammül etmek, dertli olmak. Red Cross Kızılhaç.

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

cross /kɹˈaklɪŋ/

1. darılmış, öfkeli
2. huysuz, ters, titiz
3. aksi, zıt
4. çapraz
5. aykırı
6. melez
7. karşıya geçen. cross action. (huk.) mukabil dava. cross section kesit, profil. cross street ara sokak.

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

cross /kɹˈakɪŋ/

1. çaprazlamak
2. karşıdan karşıya geçmek
3. geçirmek
4. (bot.), (zool.) türleri ayrı olan hayvan veya çiçekleri çiftleştirip melez çeşitler elde etmek
5. karşı gelmek
6. türleri karışmak
7. haç işareti yapmak
8. üstüne çizgi çizmek. crossed in love aşkta bedbaht olmuş. Cross my heart. Vallahi (I.) Yemin ederim ki... cross oneself istavroz çıkarmak. cross one's arms kollarını kavuşturmak. cross one's fingers iyi şans dilemek. cross one's legs ayak ayak üstüne atmak. cross one's mind hatırına gelmek, aklıhdan geçmek. cross out karalamak, bozmak, silmek (yazı) cross someone's palm bahşiş vermek
9. falcıya para vermek. cross swords with... ile çekişmek, kavga etmek. cross up işini bozmak, atlatmak
10. hıyanet etmek.

İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)

cross

çarpı/artı işareti
çarmıh
üzüntü
gam
elem
çapraz
geçmek
öbür tarafına geçmek
kesişmek
(kol/bacak) kavuşturmak
üst üste atmak
karşı koymak
engellemek
melezlemek
kızgın
sinirli
ters
aksi
huysuz


Son arananlar: