turklehceleri.org

boor

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

boor /bˈɒnmɒt/

1. kaba ve görgüsüz kimse
2. köylü. boorish kaba. boorishly kaba bir şekilde. boorishness kabalık.

İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)

boor

kaba/yontulmamış kimse
ayı

Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)

boor

1. karaciğer ; kök boor: dalak; boor tolgo = boortolgo ; booru ker : nezaketli : yardıma hazır; iyi; merhametli, şefkatli; booru kerdik; yardıma hazırladık sıfatı; iyilik; booru taş yahut taş boor : katı yürek, taş yürekli; boor ooru : canı acımak; aga boorum ordu : ona acıdım; boor oorusañ bolboydu? folk. onun haline acısan olmaz midi? ; booru açıldı bk. açı 2; sen ücün boorum ezilip ketti : senin için canım acıdı; boor tart- : havırhahlık etmek; teveccühünü bildirmek; kayırmak; aga sen emne üçün boor tartasıñ? : niçin onu kayırıyorsun, ona acıyorsun? ; boorgo tart- : kendi tarafına çekmek, kendinene meylettirmek; ani men boruma tarttım : ben onu kendi tarafıma çektim, kendime meylettirdim; boor kurt: ‘ ufak hayvanlar hastalığı adıdır; kara boor : bağrı kara çil; 2. kan kardeşi ( bu mâna ile yalnız ölü için ağlarken kullanılmalıdır); 3. dağ yamacı.


Son arananlar: