bek
Türkiye Türkçesi – Tatarca Sözlük (Ganiyev, 1998)
bek
I с. каты, ныклы
bekII и. (футболда) якчы, яклаучы
Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)
bek
I, sağlam , pek ; muhkemce ; gayet ; bek kişi : sert adam ( tabiat itibariyle) ; bek cerge kat- ; uzakça bir yere saklamak , gizlemek.
II, 1. bey ; prens ; 2. (erkek ve kadın şahıs adlarının teşekkülüne giren parça)
Türkmencenin Açıklamalı Sözlüğü (Kyýasowa, 2016)
bek
hal, ser. Berk. Sen ony ýadyňda bek sakla.
Uygurca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Kurban, 2016)
bek
Pek. Bu yil bughday bek boldi – Bu yıl bağday çok iyi oldu.
Karaçay-Malkarca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Nevruz, 1991)
bek
1.Beğ, bey. Soslan bek: Soslan beğ; 2. Sıkı, sağlam, pek, çok. ~ alamat: çok şahane, ~ aman etgense: çok kötü yapmışsın, ~ arıdım: çok yoruldum, ~ igi: çok iyi, ölgenñe ~ kıynaldım: ölene çok üzüldüm, ~ süygen: çok seven, ~ kerekli zat: çok lüzumlu şey, ~ tansık boldum: pek özledim, asırı ~ ullu: aşırı derecede iri, ~ kulağına kirmedi: pek kulağına girmedi, pek önemsemedi, ol anı ~da eter: o onu hiç de yapmaz (bazan burada olduğu gibi olumsuzluk ifade ediyor), ~ da kulağındadı seni altğanıñ: hiç de kulağına girmedi senin dediğin, ~ sav bol: çok sağol, artıksız da ~: özellikle de fazla, alay ~ tül: o kadar çok değil, kalay ~ kuvandım: nasıl da çok sevindim, kulağı ~: kulağı tetikte, kulağı sağlam, ~ anası cılamaz (as.): temkinlinin anası ağlamaz, üy da ~ men da ~: ev de sağlam, ben de sağlam.
Dîvânü Lugâti’t-Türk Dizini (TDK)
bek
muhkem, kavi, pek, sailam, sıkı·I, 333, 349, 455;III, 11 bkz> berk